19 Kasım 2015 Perşembe

adı duyarsızlık... kelimeler ardı sıra beklerken... adı sanı olmayan bir pervasızlık... bir tren garında açtım bilinmez bir.. pencere kenarında bir saksının içinde... herhangi bir tren garında beklerken... mesela haydarpaşa... birden kendimi buldum ankara maltepede ... cami yakınında alt zemin bodrum katta... adı şıllıktı sürekli pencerenin çevresinde dönen kedinin... adına müstesna garip garip bakardı biri ona seslendiğinde... herkesin bir adı olmalı idi ya... oda bilmezdi ve anlamazdı... neden onunla konuşmak istenmesine... yaşamaya çalışırken sürekli adı haykırılırdı... şıllık... kimliği idi adı var olan... insanların üzerine sürülen ve sorgusu ile infazı çekilen kelime... adı vardı... sanı vardı... ardı sıra koşmaktan ziyade... şuursuzca itaatkarlığı vardı... suskunluğu... duyarsamazlığı... bir o kadar pervasızlığı vardı... adı vardı... kimliği vardı. şıllık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder