7 Şubat 2010 Pazar

Kutluğ Ataman`ın `Ruhuma Asla/ Never My Soul` adlı video çalışmasından da hatırlayacağınız Ceyhan Fırat, ya da 80`li yıllarda İstanbul entelijansiyasının onu tanıdığı adıyla Travesti Şoray`ın başından geçen muhteşem bir hikaye var. Şoray, yıllardır cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmek istiyor ancak asla başaramıyor. Çünkü kendisinin böbrek sorunu var ve bu ameliyatı engelliyor. En yakın arkadaşı Begüm ise bir transseksüel ve Şoray`ın bir fazlalığı ikilinin sürekli rekabet halinde olmasına yol açıyor. Begüm, başarıyla kadın olduğu için bunu bir üstünlük addedip her defasında bu tarafıyla övünmeyi seviyor. Tabii rekabetle beraber dostluk da yıllara yayılıyor.
Ancak Begüm`le Şoray`ın arası `Ruhuma Asla` filminden sonra açılıyor. Zira Begüm, kadın olduktan sonra lady`liğe bürünüyor, Chanel kıyafetlerini üzerinden eksik etmeyen bir Nişantaşı kadınına dönüşüyor - sadece gündüzleri olsa da. E tabii bu değişimin üzerine, Şoray`ın `Ruhuma Asla`daki hallerini hiç mi hiç beğenmiyor, ona yakıştıramıyor. `Senin gibi hanımefendi kendini ne hale düşürmüş` diye tavır yapıyor. Malum, Şoray epey teşhir ediyor kendisini filmde. Neyse o yüzden de bozuluyorlar işte, ilişkiyi kesiyorlar.
Bir süre geçiyor, İsviçre`de rahibelerin hemşirelik yaptığı bir hastaneden Şoray`a haber geliyor. Yıllardır başına bela olan böbrek sorunu çözülmüş, 20`li yaşlardaki bir genç kızın böbreğinin nakledileceğini söylüyorlar. Şoray havalara uçuyor tabii. Nihayet kadın olması için önündeki en büyük engel kalktı. Artık cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirebilir.
Neyse, Begüm de bu ameliyatın haberini alıyor. Böbrek nakli riskli bir iş, epey de zahmetli bir ameliyat. Arkadaşının yanında olmak istiyor.
Şoray`ı yaşlı bir adamla aynı odaya yatırıyorlar, sondalar takılıyor, serumlar bağlanıyor, her taraf sarılı falan. Begüm de Chanel kıyafetleriyle ziyarete geliyor. Şoray, yattığı yerden bir gözü kapalı, diğer gözünü de hafifçe açarak `Siz o kadar uğraştınız ama bende 21 yaşında gerçek bir kız böbreği var` deyiveriyor. O hanımefendi, ağırbaşlı Begüm`ün kan beynine sıçrıyor. Oracıkta Şoray`a rahibelerin önünde girişiyor, sondaları söküyor, serumları kopartıyor, burna giden borulara saldırıyor falan. İkisi yıllar sonra hala bitmemiş hesaplaşmayı yapıyorlar. Sen mi daha kadınsın, ben mi daha kadınım diye. Malum, defter kapanmamış yaÖ
İstanbul`da travestilerle, transseksüellerle ilgili anlatılan böyle binlerce birbirinden eğlenceli hikaye var. `Gerçek, kurgudan daha şaşırtıcıdır` derler ya, tam o hesap. Bir skeç gibi, bir film karesi gibi hikayeler.
Tıpkı Bülent Ersoy gibi. Sürreal. Diyorlar ya, neden Bülent Ersoy bunca sene sustu şimdi saldırıya başladı diye. Çok haksızlık ediyor, çok ayıp ediyorlar. Bir kere Bülent Ersoy bu ülkenin başlı başına en büyük özgürlük simgelerinden biridir. Verdiği mücadeleyle dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir gurur simgesidir. Türkiye gibi bir ülkede, üstelik bir erkek doğarak, yıllar içinde kadın olunabileceğini, bu kadının hem ezan okuyup, hem rakı devirebileceğini göstermiş, kabul ettirmiş, üstelik bunun olabilirliğini sorgulatmamış bir figürdür.
Yıllarca Zeki Müren`in riyayla oyaladığı bir ülkeye karşı, pembe nüfus kağıdını kameraların önünde göstermesi kahramanca değil miydi? Belki de Zeki Müren o yüzden ondan hep nefret etti. Daha kadın, daha kahraman olduğu için.
Bugün siyaset gündemini Bülent Ersoy`un belirlediğinden yakınanlar, Evren`e karşı en büyük muhalefetin yıllardır tek başına o olduğunu unutuyor olmalılar. Ersoy, siyaset gündemini şimdi belirlemeye başlamadı ki. Onun bütün varoluşu siyasi bir hareket zaten.
İşte şimdi de hesabı her kimleyse, Deniz Baykal`la mı, ya da o dönemde onun hayatını zorlaştıran kimlerse unutmadan, yılmadan, yılların üzerine örtü sermeden, defteri kapatmadan, boyun eğmeden bağırmaya devam ediyor. Bağıracak elbette ve iyi ki bağırıyor. Riyayla karartılmış önümüzü aydınlatıyor.
Bu kadınlar unutmuyor işte. Zorluğu da, acıyı da, intikamı da ne yaparsanız yapın geride bırakmıyorlar. İntikam soğuk yenen bir yemektir ya, Bülent Ersoy da şimdi bu ülkenin sondalarını söküyor. Oray EĞİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder